-
1 daha
1.1) ещё, пока́ ещё, до сих пор; всё ещёdaha bir saat olmadı — [пока́] ещё не прошло́ и ча́са
2) ещё, бо́лее (в добавление)daha az — ме́ньше
daha az kıymette — ме́нее це́нное
daha az konuşur oldu — он стал ещё молчали́вее
daha çabuk — ещё быстре́е
daha çok — [ещё] бо́льше
daha doğrusu — точне́е, верне́е
daha erken — а) ещё ра́но; б) ра́ньше
daha fazla — ещё бо́льше
daha görüşürüz — ещё уви́димся
daha iyi — а) ещё лу́чше; б) лу́чший; бо́лее хоро́ший
daha iyi kalite — лу́чшего ка́чества, лу́чшее ка́чество
daha kolay — [ещё] ле́гче
daha küçüğü yok mu? — а поме́ньше нет?
daha sonra — по́зже, в дальне́йшем
daha yavaş — [ещё] ме́дленнее
daha zor — [ещё] трудне́е
oraya bir daha git — сходи́ туда́ ещё раз
birdaha yapma — бо́льше не де́лай так
bir saat daha beklemeli — ну́жно подожда́ть ещё час
biraz dahaverin — да́йте ещё немно́го
bu ondan daha büyük — а) э́тот [ещё] бо́льше того́; б) э́тот ста́рше того́
ne kadar daha — ско́лько ещё
2.мат. плюс◊
daha daha? — ну-ну?, что ещё?◊
dahaiyi ya! — тем лу́чше!◊
dahaneler — ещё что!; ну что ещё!; невозмо́жно!; не мо́жет быть! -
2 plus
I1 daha [da'ha]♦ de plus en plus daha da çok2 d'une quantité supérieure daha çok3 superlatif üstünlük bildirir4 de plus ek olarak◊Il est malhonnête, de plus il ment. — Dürüst değil, dahası yalan da söylüyor.
IInégation yokluk bildirir◊Il n'y a plus d'eau. — Su kalmadı.
◊Il ne vient pas non plus. — O da gelmiyor.
addition toplama bildirir◊Deux plus trois font cinq. — İki üç daha beş eder.
-
3 больший
daha büyük* * *сравн. ст. от большой daha büyük; daha fazlasıбо́льшая часть пассажи́ров — yolcuların çoğu
тре́бовать бо́льшего — fazlasını istemek
бо́льшего от него́ ждать не прихо́дится — ondan daha çoğu beklenemez
••бо́льшей ча́стью, по бо́льшей ча́сти — çoğu
См. также в других словарях:
pines — is., hay. b., Rum. Yumuşakçalardan, midye biçiminde, ondan daha büyük kabuklu bir deniz hayvanı (Pinna nobilis) … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstelik — zf., ği 1) Ayrıca, bir de, bundan başka Üstelik bu sene dimağımda büyük bir yorgunluk duyuyorum. A. Ş. Hisar 2) sf. Güçlü, kuvvetli, sağlam Benim sesim ondan daha üsteliktir! O. C. Kaygılı 3) is. Üste verilen şey, fark Saatimi bu kalemle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yusufçuk — is., ğu, hay. b. 1) Dağlık ve ormanlık bölgelerde yaşayan, güvercine benzeyen, ondan daha küçük bir kuş (Turtur auritus) 2) Parlak renkli, iri kanatlı, büyük kız böceği (Libellula variegata) … Çağatay Osmanlı Sözlük
İŞKAMPAVİYA — İtl. Harp gemilerinden asker naklinde kullanılan en büyük filika. İşkampaviya lar sandal büyüklüğünde, yalnız ondan daha geniş ve yüksekti. Karaya asker sevkiyatında, gemiye erzak ve levâzım alınmasında kullanıldığı gibi eskiden donanmaya su… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
temin etmek — 1) korkusunu gidermek, güven vermek Dünyada ondan başka kimseyi sevmeyeceğini bana bir kere daha temin etti. R. N. Güntekin 2) sağlamak, elde etmek, tedarik etmek Halkın büyük kısmı temizlik ihtiyacını şehrin içinden akan çamur renkli bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
KÂZIME — (C.: Kezâyim) Yanında bir kuyu daha olup bundan ona, ondan buna su geçen kuyu. * Büyük şehir … Yeni Lügat Türkçe Sözlük